Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur derler,
Acaba bu durum Beşiktaş için geçerli miydi ?
Yoksa günlerin en başı olan Pazartesi neden unutulmuştu ?
Adım adım,ağır ağır,bağıra bağıra,gelen karanlık günlerin habercisi temelsiz başarılar mıydı ?
Şimdi yazıyı fazla uzun tutmadan bugünlere nasıl gelindi,birazcık değineceğim
yıllar önce idi..
Beşiktaş ülkenin sayılı zenginlerinden biri olan Yıldırım Demirören başkanlığın da bir yola adım attı
Türkiye Cumhuriyetin de her şeyin para olduğunu zanneden büyük kitleler,şimdi Beşiktaş özlediği beklediği başarılara ulaşacak psikolojisi mevcuttu.
Çünkü halk dilin de para her şeyi satın alabilir ve de her kapıyı açar düşüncesi mevcuttu..
Bilimin,Bilginin,Tecrübenin,Eğitimin önemli olmadığı toplumlar da cereyan eden hastalık başlamıştı.
Bunu gören Başkan Yıldırım Demirören Beşiktaş Felsefesinden sıyrılıp başka bir ete kemiğe büründürmeye çalıştı Beşiktaşı oysa Beşiktaş Türkiye Cumhuriyetinin tabiri caiz ise Memur Çocuğu idi.
Bu hayata,bu oluşumlara hiç bir zaman alışkın değildi,olamazdı da,olamadı da
Beşiktaşın Genlerin de hiç bir zaman para nefes almak değildi,
Beşiktaşın genleri üretmek,çalışmak,mücadele etmek,alnının terini akıtıp vicdanı ile yaşam mücadelesi vermekti.
Kuruluş ve Kurtuluş reçetesi de her zaman bu olmuştu..
Bu reçeteden başka bir hayata sürüklemek
Tüm yaşamsal faaliyetlerini tıkadı Beşiktaşın
Tüm damarları tıkandı
İlk önce Memur Çocuğu olan Beşiktaşın yıllar boyunca tırnakları ile kazıya kazıya bu zamanlara kadar geldiği Mal varlıkları ellerinden alındı
En büyük Projelerden biri olan ve de Beşiktaşı kurtaracak büyük mali proje diye adlandırılıp Beşiktaşın zararlara uğratıldığı meşhur proje bu nokta da hala mahkemelerin sürdüğünü ve de dava edenlerin davayı 3 kez kazandığını ve de Beşiktaşın bu nokta da Sayılı zenginlerden olan Yıldırım Demirörene bu işin aslı nedir ? var ise bir zarar Beşiktaşın uğratıldığı zararın tanzimi için neler yapılabiliri hiç sorulmadı oysa ki mevcut Başkan gelir iken Yıldırım Demirörenden hesap soracağını dile getirmişti..Kişisel bir husümet değil di aslında,Korunması istenen Beşiktaşın hakları idi..yani bir nevi memur çocuğunun hayalleri idi.şu an itibari ile olmadı gelecek oldurur mu bakacağız..Yıldırım demirören zamanına geri dönüş yapar isek yıldız oyuncu transferleri herkesin gözünü boyamış takım için alına diğer yeterlilikleri bulunmayan oyuncular görülmemiş taraftarın ve medyanın gözünü kör etmişti..Belki taraftar göremedi de Sahi medya neden görememişti..Hatırlarsınız Titanic filmini göz göre göre batışına sebep olmuştu bazı sebepler..Tıp kı ona benzetiyorum Beşiktaşı...Beşiktaş bir buz dağına çarptı ve de hala su almakta..Yıldırım Demirören harcadıkları ile yaptım diye gösterip yapamadıkları ile Beşiktaşı fulyası elinden alınmış içi bir nevi boşaltılmış eli ayağı kırık bir hal de arkasına bakmadan hastane de yapa yalnız bıraktı..Beşiktaş oysa ki hiç bir zaman sahipsiz kalmamıştı Memur çocuğu olan binleri,milyonları vardı..Ve uzaklardan bir isim geldi Yıldırım Demirören kadar olmasa da onun sokak arkadaşlarından birisi Fikret Orman söz de memur çocuğunun elinden tutup kaldıracaktı..Binlerin milyonların canını FEDA edeceğini bildiği için FEDA projesi başlattı..Çünkü fakirin ekmeğidir Umut etmek Ümit etmek Beşiktaştan başka neyi var ki ?
Fikret Orman farkında idi denizin çekildiğinden sadece kum taneleri kalmıştı ilk önce denizin oraya gelmesi gerekiyordu..
Şunu unutmayın Gel Gitleri olan yerler de pek yaşam olmaz
sadece Gel Gitler anında olur..
Fikret Orman söz de projeler ile Beşiktaşı bir seviyelere taşımayı vaad etti kitlelere
Zengin Yalı çocuğunu görenler daha ne kadar kötü olabilir diye Fikret Ormana sarıldı..
Kurulan yapının içeriklerine bakıldığın da 7 yıl da gelen 2 şampiyonluk ağızlara bal çalmıştı kitlelere..
oysa durum şuydu borcu olan vatandaş borcunu kapamak için krediler çekiyordu
o sırada üzerine güzel elbiseler,güzel kokular ürünler alıyor hayatını güzel zannediyordu
sıkıştığı yer de yeniden kredilere başvuruyor büyük ve bilinmez bir sarmalın içine sokuyordu kendini
Beşiktaşta tıp kı bu vatandaş gibi olmuştu
faizlere batmış ve de ne yapacağını şaşırmıştı...
DEVAM EDECEK.
Acaba bu durum Beşiktaş için geçerli miydi ?
Yoksa günlerin en başı olan Pazartesi neden unutulmuştu ?
Adım adım,ağır ağır,bağıra bağıra,gelen karanlık günlerin habercisi temelsiz başarılar mıydı ?
Şimdi yazıyı fazla uzun tutmadan bugünlere nasıl gelindi,birazcık değineceğim
yıllar önce idi..
Beşiktaş ülkenin sayılı zenginlerinden biri olan Yıldırım Demirören başkanlığın da bir yola adım attı
Türkiye Cumhuriyetin de her şeyin para olduğunu zanneden büyük kitleler,şimdi Beşiktaş özlediği beklediği başarılara ulaşacak psikolojisi mevcuttu.
Çünkü halk dilin de para her şeyi satın alabilir ve de her kapıyı açar düşüncesi mevcuttu..
Bilimin,Bilginin,Tecrübenin,Eğitimin önemli olmadığı toplumlar da cereyan eden hastalık başlamıştı.
Bunu gören Başkan Yıldırım Demirören Beşiktaş Felsefesinden sıyrılıp başka bir ete kemiğe büründürmeye çalıştı Beşiktaşı oysa Beşiktaş Türkiye Cumhuriyetinin tabiri caiz ise Memur Çocuğu idi.
Bu hayata,bu oluşumlara hiç bir zaman alışkın değildi,olamazdı da,olamadı da
Beşiktaşın Genlerin de hiç bir zaman para nefes almak değildi,
Beşiktaşın genleri üretmek,çalışmak,mücadele etmek,alnının terini akıtıp vicdanı ile yaşam mücadelesi vermekti.
Kuruluş ve Kurtuluş reçetesi de her zaman bu olmuştu..
Bu reçeteden başka bir hayata sürüklemek
Tüm yaşamsal faaliyetlerini tıkadı Beşiktaşın
Tüm damarları tıkandı
İlk önce Memur Çocuğu olan Beşiktaşın yıllar boyunca tırnakları ile kazıya kazıya bu zamanlara kadar geldiği Mal varlıkları ellerinden alındı
En büyük Projelerden biri olan ve de Beşiktaşı kurtaracak büyük mali proje diye adlandırılıp Beşiktaşın zararlara uğratıldığı meşhur proje bu nokta da hala mahkemelerin sürdüğünü ve de dava edenlerin davayı 3 kez kazandığını ve de Beşiktaşın bu nokta da Sayılı zenginlerden olan Yıldırım Demirörene bu işin aslı nedir ? var ise bir zarar Beşiktaşın uğratıldığı zararın tanzimi için neler yapılabiliri hiç sorulmadı oysa ki mevcut Başkan gelir iken Yıldırım Demirörenden hesap soracağını dile getirmişti..Kişisel bir husümet değil di aslında,Korunması istenen Beşiktaşın hakları idi..yani bir nevi memur çocuğunun hayalleri idi.şu an itibari ile olmadı gelecek oldurur mu bakacağız..Yıldırım demirören zamanına geri dönüş yapar isek yıldız oyuncu transferleri herkesin gözünü boyamış takım için alına diğer yeterlilikleri bulunmayan oyuncular görülmemiş taraftarın ve medyanın gözünü kör etmişti..Belki taraftar göremedi de Sahi medya neden görememişti..Hatırlarsınız Titanic filmini göz göre göre batışına sebep olmuştu bazı sebepler..Tıp kı ona benzetiyorum Beşiktaşı...Beşiktaş bir buz dağına çarptı ve de hala su almakta..Yıldırım Demirören harcadıkları ile yaptım diye gösterip yapamadıkları ile Beşiktaşı fulyası elinden alınmış içi bir nevi boşaltılmış eli ayağı kırık bir hal de arkasına bakmadan hastane de yapa yalnız bıraktı..Beşiktaş oysa ki hiç bir zaman sahipsiz kalmamıştı Memur çocuğu olan binleri,milyonları vardı..Ve uzaklardan bir isim geldi Yıldırım Demirören kadar olmasa da onun sokak arkadaşlarından birisi Fikret Orman söz de memur çocuğunun elinden tutup kaldıracaktı..Binlerin milyonların canını FEDA edeceğini bildiği için FEDA projesi başlattı..Çünkü fakirin ekmeğidir Umut etmek Ümit etmek Beşiktaştan başka neyi var ki ?
Fikret Orman farkında idi denizin çekildiğinden sadece kum taneleri kalmıştı ilk önce denizin oraya gelmesi gerekiyordu..
Şunu unutmayın Gel Gitleri olan yerler de pek yaşam olmaz
sadece Gel Gitler anında olur..
Fikret Orman söz de projeler ile Beşiktaşı bir seviyelere taşımayı vaad etti kitlelere
Zengin Yalı çocuğunu görenler daha ne kadar kötü olabilir diye Fikret Ormana sarıldı..
Kurulan yapının içeriklerine bakıldığın da 7 yıl da gelen 2 şampiyonluk ağızlara bal çalmıştı kitlelere..
oysa durum şuydu borcu olan vatandaş borcunu kapamak için krediler çekiyordu
o sırada üzerine güzel elbiseler,güzel kokular ürünler alıyor hayatını güzel zannediyordu
sıkıştığı yer de yeniden kredilere başvuruyor büyük ve bilinmez bir sarmalın içine sokuyordu kendini
Beşiktaşta tıp kı bu vatandaş gibi olmuştu
faizlere batmış ve de ne yapacağını şaşırmıştı...
DEVAM EDECEK.