Bu yazı 19DisiKartal03blogundaki yazısından alıntıdır.
İNANILMAZ
ama hepsi GERÇEK...
Cocukluk
yillarim, babamin elinden tutarak maclara gidiyorum...
Kombine biletler... Eskiden kombine biletler kulupler tarafindan
degil, beden terbiyesi mudurlugu tarafindan
hazirlatilip satilirdi... Sadece numarali tribun kombinesi olurdu...
Ve Besiktas-Fenerbahce Galatasaray'in butun maclarinI kapsardi... Butun
maclar o zamanki adiyla Dolmabahce stadinda oynanir, bizler de futbol
asigi olarak butun maclara giderdik...
1971-
72 -73 yillari Galatasaray 3 sene ust
uste sampiyon oluyor...Antrenorleri Ingiliz Brian Birch
Aliskin olmadigimiz yumruk showla tanistirmisti tribundekileri...
Galatasaray takimi da sahaya cikar, hocalarindan gorduklerini
uygular, ayni anda yumruklarini havaya kaldirirlardi... Hircin,
sert futbol oynatan bir Ingilizdi... Yasin, Tarik, Bulent, Enver,
Muzaffer, Tuncay, B. Mehmet, Cilli Mehmet, Metin Kurt, Gokmen
ve digerleri... Sert ve hircin bir futbol oynarlardi...
Hocalari
sahada fotomuhabiri kovalar, fotograf makinalarini
kirarak olay cikartacak,talebeleri bir macta numarali tribune tirmanarak
(yanlis hatirlamiyorsam $evki ve Gokmen'di...) seyirci kovalayacak
kadar hircindi... Oynayarak kazanmislardi sampiyonlugu... Kimse
gikini cikarmamisti... Eller uzatilmis, tebrik edilmisti
sampiyonluklari...O zamanlar numarali tribunde karisik otururdu
taraftarlar...Her seye ragmen biraz daha saf, biraz daha spor doluydu
Musabakalar... Sonralari uzun yillar sampiyon olamadi (14
yil) Galatasaray...
Onceleri
Fenebahce, sonra Trabzonspor'un altin yillari,
ardindan Besiktas...Galatasaray sampiyon olamiyordu... Bir futbolcu
transfer etmislerdi Adanademirspor'dan, 3 yil ust
uste sampiyonluklarinin ardindan; Fatih.. Fatih Terim'in gelmesiyle
tesaduf mudur, sans midir, ugursuzluk mudur?...bilinmez.. Oynadigi
yillar boyunca sampiyonluk yuzu goremedi Galatasaray... Iyi bir
defans oyuncusuydu Fatih, ama sevilmezdi.. Bir kabadayi edasiyla
oynardi futbolunu... Yanlis hatirlamiyorsam bir Mersinidmanyurdu
macinda, Mersin atagina ofsayt kaldirmayan yanhakemin uzerine
yurumesini, tartaklamasini, hirsini alamayip bir de hakemin yuzune
kocaman bir tukuruk gondermesini unutamiyorum...
Simdiki talebeleri
Bulent-Vedat karisimi bir seydi yani... (Kiziyoruz ya bizi, tukuren,
isiran, dirsek atan futbolcularini korumasi, kendisi futbolcuyken
aynilarini yapardi, ona gore normal olmali...!) Son senesinde hakeme
fiili saldiridan oyle bir ceza almasi gerekiyordu ki, o cezayi
alsaydi, kurallara gore teknik direktor olma hakki yok oluyordu,
allem ettiler, kallem ettiler cezasini indirdiler, jubilesini yapti,
kurslari bitirdi, calistirici oldu...
80
yillarin ortalari... Turkiye hizli bir degisime ugruyordu... Hizli
ve apar topar bir sekilde liberal ekonomiye gecis, beraberinde
degisen deger yargilari ve ahlaki degerleri de getiriyordu... Ve
hala Galatasaray sampiyon olamiyordu.... Ama hizla degisiyordu
yonetici profilleri, yonetim anlayisi yavas yavas ele geciriyordu
sari kirmizili camiayi...Ne kanun taniyordu ne nizam bu anlayis... Ne
hak gozetiyordu, ne hukuk... Ariyordu, buluyordu kurallardaki bosluklari...
Felsefeleri yavas yavas belirginlesiyordu:"Ben Yaptim Oldu!
Basari icin her yol mubah!.. Yapanin yanina kar kalir!"
VE
TURK SPORUNDA ILKLER PES PESE SIRALANIYOR, PARAM PARCA OLUYOR SPOR
AHLAKI, SARI KIRMIZILI CIZMELER ALTINDA....
Mirsad
Kovacevic, yabanci kontejaninin dolmasindan dolayi,
oynayamiyor Besiktas'ta... Ama bonservisi Besiktas'ta... Amatorluge
donuyor Kovacevic, 1 hafta icinde Galatasaray PAF takimina transfer
oluyor, 1 mac oynuyor gencler liginde, begenilerek (!) A
takim kadrosuna aliniyor: Ve ta ta taaa: karsinizda Turk statusunde
oynayan Mirsad Gunes... Sonralari bir kac gunde Turklesen
Fransiz milli takim oyuncusu, Didier Six, Dundar Siz olarak top
kosturuyor Galatasaray'da... Inanilmaz sekilde deliniyor
kurallar, kural oyucularin dusunemedikleri seytanliklar, bir bir uygulamaya geciliyor...Yabanci
milli takimlarda oynayan cifte pasaportlulari da Turk statusunde
oynatmayi basariyorlar sonralari... O kapiyi da aciyorlar ardina kadar...
Isvicre milli takimi oyuncusu Kubilay Turkyilmaz, Turk statusunde
oynayiveriyor liglerimizde...(Piskinligi de elden birakmiyorlar bir
yandan... Kendi actiklari yolda ilerleyen ve yabanci
yasaklarini delen Fenerbahce'yi de elestiriyorlar
bir taraftan....Yalandan...yalandan....)
Yil
1987 Galatasaray basketbol takimi... Ligdeki butun takimlar tek yabanci
ile oynuyor... Galatasaray'in kadrosunda oynayan dort isim: Iziç ,
Michael Sceorse, Paul Dawkins , Calvin 1'i haric digerleri
Turk vatandasi yapilivermis, basketbol sube sorumlusunca...Yillarca
sampiyon olamamislar basketbolde de... Ve her sey ayarlanmis sampiyonluk icin...Kurallar
delik desik edilmis... Basketbol federasyonu caresiz...Diger kulupler
itiraz ediyor ama, isi kitabina uydurmus seytanlar...Ve caresizlikle
bir sonraki sene icin yeni bir kural koyuveriyorlar...(Sahaya cikan
10 kisilik kadroda Turk Milli takiminda oynamaya haiz en az 9 oyuncu
bulunma zorunlulugu getiriyorlar...) Omer Buyukaycan ' i taransfer etmis o
sezon Galatasaray...Inanilmaz sekilde... Omer Buyukaycan'in transferi
mumkun degil... Ancak bir kural var enteresan: "Egitim
dolayisiyla "istedigi okulun takimina serbestce transfer
olabiliyor oyuncu... O zamanki Galatasaray basketbol sube sorumlusu
buluyor yolunu,Ankara'da "Ayse Abla Spor Kulubu"diye
bir kulupten lisans cikariyor Buyukaycan, 'Ayse Abla
Spor Kulubu"....dalga gecermis gibi futursuzca... Tesaduf
bu ya, kisa bir sure sonra, "Ayse Abla
Spor Kulubu"olaganustu kongreye gidiyor, ve kongresinde aldigi
olaganustu bir kararla, Galatasaray kulubuyle birlesmeyi
kararlastiriyor..
Boylece
Omer Buyukaycan Galatasarayli oluveriyor... Bak su Allahin
isine...! O sene Besiktas basketbole buyuk yatirim yapmis... Iyi bir
kadro kurmus..Efe Aydan, Erman Kunter Besiktas'ta forma giyiyorlar...
Ve Besiktas-Galatasaray finale kaliyor sonunda... Gozleri fildir
fildir donen, konusurken gerdan kiviran Galatasaray basketbol
subesi yoneticisi, isini saglama aliyor..Ve bir kez daha spora
ahlaksizligi ve sikeyi bulastiriyor.. Besiktas'in tek ABD lisi
James Bullock'a 10 Bin Dolar veriyor, satin aliyor Amerikaliyi...
James Bullock aldigi paranin hakkini veriyor, ilk final macinda
sahada kavga cikariyor, ama sadece tek mac ceza alacagini biliyor, ne
olur ne olmaz diye sahadan atildiktan sonra saga sola saldiriyor ve 2
mac ceza aliyor...Yabancisiz Besiktas, bol "Turklestirilmis"
yabancili Galatasaray'a boyun egiyor, ve Galatasaray sampiyon
oluyor.... (Bu olay daha sonralari butun acikligiyla, Ahmet kurt'un
yayin yonetmenligini yaptigi "Basket"dergisinde yayinlanan
bir roportajda rahmetli Aydan Siyavus tarafindan butun acikligiyla
anlatiliyor...)
Hatirladiniz
mi o meshur basketbol subesi yoneticisini? Hatirlayamadiysaniz adi
FARUK SUREN.... Baskanlik yapmisti Galatasaray'da!!! O sene sampiyon olan
Galatasaray takimi kaptani Turgay Demirel ise su anki Basketbol
Federasyon baskanimizdan baskasi degil... Ve 1986-87 futbol sezonu,
bir utanc yili, tesvik, doping gibi kavramlarin ayyuka ciktigi,
resmen satin alinmis bir sampiyonluk.... Bir kac yildir surdurulen
araliksiz calismalar artik meyvesini vermeye baslamis, kose baslarina
adamlar yerlestirilmis, ne yapilacak ne edilecek 14 yildir
sampiyonluk yuzu gormeyen Galatasaray sampiyon yapilacak....
Federasyon
baskani, bos zamanlarinda gidip de Galatasaray
antremani seyreden bir baskan: Eski Galatasaray baskani Ali Uras,
federasyon baskani olmus.. Merkez hakem komitesi kararlarinda soz
gecirilir olmus..Basinda malum sari kirmizili kaskollu yazar ve
yandaslari kamuoyu olusturmaya, olaylari kendi gozlukleriyle
empoze etme ugrasi icindeler... Buna ragmen, 2 puanlik sistemde
oyanan ligde, son 3 haftaya girilirken Besiktas 2 puan
onde, buyuk bir avantaj yakalamis durumda....
Malatyaspor'la oynuyor Besiktas o hafta...
VE
TURK FUTBOL LITARETURUNE ILK KEZ DUYACAGIMIZ BIR KAVRAM DAHA GIRIYOR:
'TESVIK PRIMI"
Haftanin
basi, 19-5-1987 tarihli "Hurriyet" spor sayfasinin manseti: GALATASARAY'IN
BUTUN UMUDU MALATYASPOR'DA
Hala
matematiksel olarak sampiyonluk sansi
tasiyan sari-kirmizililarin, Besiktas'i yenmesi durumunda
Malatyaspor'lu futbolculara toplam 32 Milyon lira tesvik primi
verecegi iddia edildi. Buna gore maci kazandiklari taktirde oynayan
ve yedek kulubesinde oturan Malatyaspor'lu futbolcular 2'ser milyon
lira alacaklar...Mac gunu, 24-5-1987 tarihli "Cumhuriyet "
gazetesinde Hilmi Turkay imzali yazi: KENT BIR
GUNLUGUNE GALATASARAYLI Kent bir gunlugune Galatasaray'li oldu.
Kaldigimiz iki gun boyunca
hep "Para"konusuldu kentte..Simitcisinden kasabina
kadar herkes agzinda ayni seyleri mirildaniyordu. Galatasaray'in adam
basi 3'er milyon ve bu tesvik pirimine gecenin gec saatlerine dogru
birerde Dogan marka otomobil eklendi. Arabalari verecek kisinin Ergun
Gursoy oldugu soyleniyor... (Olaylarin daha iyi kavranabilmesi icin
bir aciklama getireyim. Malatyaspor yonetiminin o mac icin butun
takima vaadettigi galibiyet pirimi toplam 600 Bin liraydi...
Galatasaray kulubu ise oyuncu basina, butun takima onerilen pirimin 5
mislini veriyordu.. "Dogan"marka oto, o yillarda
otomobil ithalinin kisitli oldugu ulkemizde son
derece kiymetliydi...Boyle bir araba sahibi olabilmek icin Tofas'a
parasini yatiriyor, 4 ile 6 ay bekledikten sonra otonuzu teslim alabiliyordunuz...)
Ve
Turk Futbolunda bir UTANC senaryosu Malatya'da sahneye
konuyordu. Malatyaspor'a Derwall tarafindan Almanya'dan ozel olarak
getirilen "doping igneleri"nin teslim edildigi basinda
alenen yaziliyor, futbol kamuoyunda konusuluyor, ama Ali Uras
fedarasyonu olaylari sadece izlemekle yetiniyordu(!!!) Yapilan
duyurulara ve sikayetlere federasyon kulaklarini tikiyordu.. ne
bir doping kontrolu ne de bir sorusturma yapilmiyordu...
Agzindan salyalar akitacak kadar gucune guc katmis Malatyasporlu
futbolcular, Besiktas'a 1-0 galip geliyor ve puanlar esitleniyordu...
(Ancak Besiktas'in averajla liderligi suruyordu....) Olaylar o kadar
cirkin, o kadar UTANC verici ki, basina kolay kolay demec vermeyen baskan
Seba bile patliyor: 27-5-1987 tarihli "TERCUMAN"gazetesi,
Bulent Kigan imzali haber: "LANET OLSUN BOYLE LIGE !"
Sonunda Seba patladi: Turk futbolu bir takim cirkin olaylarla bir
seviyeye gelecekse lanet olsun boyle lige! Acikca yapilan cirkef
olaylar neden hala telakki edilemiyor? Takim cikarmakta bile gucluk
ceken ekipler, bizimle karsilastiklarinda adeta aslan kesiliyorlar.
Genclerbirligi ile yaptigimiz lig macindan once
Genclerbirligi antrenorune (Metin Turel) gelecek
sezon Galatasaray'i calistirmasi icin teklifte bulunuldugu ogreniliyor. Sampiyonluk
yarisinda bizi celmeyecek takimlara, 'TESVIK"adi altinda super
pirimler dagitiliyor. Besiktas'a karsi donen entrikalara artik
dur demenin zamani geldi." Yine 27-5-1987 tarihli
"GUNES"gazetesinde yazar Faik Gurses, "IGNE, PARA,
ARABA. SONRA SAMPIYONLUGA" baslikli yazisinda olaylari
bir bir yaziyordu...Ayni gun (27 Mayis 1987)
tarihli "HURRIYET " gazetesinde ise Metin Keceli'nin
sozleri Onur Belge imzasiyla yayinlaniyordu: 'Bu ne futbol cirkinligidir?
Yeter artik, girtlagimiza kadar geldi. Her sey alenen cereyan
ediyor..Gazetelerde yaziliyor. Gerekli merciler neden bir sey
yapmiyor?" Gercektende her sey spor kamuoyunun gozleri
onunde ceryanediyor, Ali Uras fedarasyonu ise kulaklarini tikamis,
gozlerini yummus, kilini bile kipirdatmiyordu... Bir sonraki hafta
Denizlispor karsilasmasinda da, ayni utanc verici senaryonun ikinci
perdesi sergileniyordu... Aradaki tek fark, formul kisaltilmisti,
"IGNE + ARABA "olarak uygulanmisti...Bir hafta evvel
"Dogan"lar fazla goze batmis olmaliydi... Macin bitimine 5
dakika beraberlik golunu atan Denizlisporlu oyuncularin, mac
bitiminde bizlerin $a$kin bakislari arasinda sampiyon olmus
gibi sevinmelerini, taklalar atmalarini, oradan oraya kosusturarak
birbrlerine sarilmalarini ve butun bu hareketleri yaparken sanki hic
mac oynamamis kadar dirilikte (!!!) olmalarini unutamam....
Galatasaray
boylece 1 puan one geciyor, ondan sonraki hafta, UTANC senaryosunun
son perdesini sahneye koyuyor, Eskisehir'le ASY de yaptigi macta,
Prekazi serbest vurus sirasinda sirpca olarak Eskisehir
kalecisi Zalad'a topu atacagi koseyi bildiriyor, (bu olay tesadufen
Sirpca bilen Eskisehirli gocmen futbolcu tarafindan macin hakemine
iletiliyor ama hakem orali bile olmuyordu) Zalad topun gittigi koseye
atlamiyor, Eskisehir'i yenen Galatasaray 14 sene sonra
Sampiyon oluyordu..... 2 Puanlik sistemde, Galatasaray 1 puan farkla,
butun degerleri ve kurallari delik desik ederek,
sampiyon oluyordu...Baskanlari Ali Tanriyar TV kameralari karsisinda
tam kendisine yakisan lafi ediyordu: "Seni sevmeyen ölsün!
" "BASARI ICIN HER YOL MUBAHDIR" ilkesi Galatasaray'in
sportif anlayisinda zirveye yerlesiyordu...(Bu arada meshur hakem
AHMET AKCAY'dan bahsetmeden edemiyecegim... Akcay o
sezon yonettigi Ankaragucu-BESIKTAS karsilasmasinda, ne isi
varsa kale diregine 4 metre mesafede duruyor, 85. dakikada
Ankaraguclu oyuncunu cektigi sut tesadufen (!!!) hakemin omuzuna
carparak yon degistiriyor ve Besiktas aglariyla bulusuyordu. Maci 1-0
kaybeden Besiktas 1 puani Ankara'da birakiyordu... Ayni hakem
Eskisehir- Galatasaray macinda , Yusuf'un kalecinin elindeki
topu faulle alip aglara gondermesine gol karari
veriyor, televizyon goruntuleri uzerine, "Gozume kar suyu
kacti, goremedim ! "seklinde kendini komikce savunuyordu... 1
puan ordan, bir puan burdan, sampiyonu belirleyen hakem olarak tarihe
geciyordu....)
Artik Turk
futbolunda kanunlar kurallar terkedilmis, minareyi calan
kilifini hazirlamis, yapanin yanina kar kalir olmustu..1988 senesinde
Hile, hurda transfere bile karistirilmis, Besiktas-Fenerbahce kupa
finali oncesi, Fenerbahceli Hasan, Ergun Gursoy tarafindan
kacirilmis, maclar bitmeden transfer edilen bu oyuncuya, gudumlu
federasyon ses cikaramamisti.. 93 sampiyonlugunu ve UTANC verici 8-0
lik maci ise, genc arkadaslar da hatirliyordur herhalde...O yuzden kisaca gecistirecegim..Skor uzerinde
anlasarak yapilan sikelerde, en zor gerceklestirilen
gollerin yenilecegi dakikalari tespit etmektir...Evet liglerimizde
bir cok farkli skorla biten mac oynanmis, ama dikkat ederseniz bu maclarda
oyun genellikle 70.dakikadan sonra kopmus, yenik durumda olan
takimin direncinin tamamen kirilmasinin ardindan,fark artmistir. Bu
yuz karasi macta ise, Zalad denilen ahlaksiz, golleri ne
zaman yiyecegini ayarlayamamis, 70.dakikada skor 8-0 oluvermistir... Sonrasi
al gulum, ver gulum.... Enteresan tarafi bu macin ardindan Zalad apar
topar Turkiye'yi terketmis, bonsevis sahibi Ankaragucu takimi ise
kendisinden hic bir sey talep etmemistir...! Satin
aldigi sampiyonlugunun ardindan Galatasaray, sampiyonlar ligi
elemelerine katilan ilk Turk takimi olma unvanini hakkiyla
(!!!) eline gecirmistir.
Sonraki
yillarda olan olaylari, Vahap Beyazlari, Ahmet Cakar'lari hepimiz
hatirliyoruz umarim.... Yalniz traji-komik bir mapeza hadisesi
var, hatirlatmadan gecemiyecegim. Galatasaray-BESIKTAS lig maci
ASY'de... Kubilay Turkyilmaz profesyonelce Riza'yi cekistirerek
kendini yere birakiyor,hakem Bulent Yavuz pozisyonu yutuyor(!!!)...
Penaltiyi kullanan Mapeza, golu attiktan sonra, kapali tribundeki
Besiktas seyircisine kosuyor ve yeni aldigi KOL SAATINI gosteriyor....Kapali
tribun o macta ilk defa bir demir kafes ile 2 ' ye ayrilmis. 3000
civari bilet satilmis Besiktas seyircisine, ancak kasitli olarak 1000
kisilik yer ayrilmis, "TUVALET YOK O KISIMDA, SU VE YİYECEK YOK"...Bir
de bunun uzerine Mapeza'nin agir tahriki......
Seyirci cildiriyor....Koltuklari sokup sahaya atiyor...SONUC:·
Besiktas'a para ve 1 mac saha kapatma cezasi... Mapeza
hakkinda Galatasaray kulubunun, "Oyuncumuz Turkiye'nin
yabancisidir. Renkleri karistirmistir. O tribunu Galatasaray tribunu
zannetmistir " konulu savunmasi kabul ediliyor...Ve Mapeza'ya
ceza verilmiyor...(!!!) Bu arada Merkez hakem komitesi baskanlari,
TFF baskanlari birbiri pesin sira, 'Galatasarayli "olduklarini
ilan ediyorlar, acikca....
"BASARI
ICIN HER YOL MUBAH"
Artik
Galatasaray'in vazgecilmez yonetim politikasi olmustur...
Kose baslarini ele gecirme politikalarinin yani sira, kendilerine
rakip olacak, yollarina tas koyacak kisiler ve kurumlar uzerinde
de, bilincli bir yipratma politikasi izlenmistir son senelerde...
Ertugrul, Alpay, Sergen, Oktay ve digerleri....Hatirlayin bakalim,
transferlerine hangi kulup girdi surekli? Hangi kulup surekli zarara
ugratti kulubumuzu....? Hangi kulup yukseltti
fiyatlari durmaksizin? Sadece bizim transferlerimizi mi? Tabii
ki hayir... Fenerbahce'nin alacagi veya sozlesme yenileyecegi
futbolcularin da fiyatlarini arttirmadilar mi surekli...?
Menfaatlerine aykiri gordukleri rakip kulup baskanlarina, rakip kulup
baskan adaylarina medyasiyla, gudumlu yazarlariyla, satilik
kalemsorleriyle saldirmadilar mi surekli?
Rakip
kuluplerin secim kongrelerine burunlarini sokacak kadar ipin
ucunu kacirmadilar mi? Doping kullanan oyuncularini, cocuklarin
bile Eczanelerden alabildikleri A-ferin ilaci kullandi seklinde komik
sekilde savunanlar ve buna inanan safdiller.... Inanabiliyor musunuz
sadece A-ferin denilen basit bir ilaci, husn-i niyetiyle bir
kullanacak, oyunculari 6 ay ceza alacak ve Galatasaray kulubu bu
cezayi olgunlukla kabul edecek... Cenaze marsi cal, klasik muzik
caldik diye kendini savun... Doping yap, grip ilaci aldim diye
kamuoyunu yanilt... Gecin bunlari...gecin... Komik oluyorsunuz!!
Taktik hep ayni... 15 senedir degismedi.... Kendine
rakip olabilecekleri, menfaatine engel olanlari, UTANC verici
gecmisinle yuzlestireni, KOTULE, SALDIR, hic bir sey
yapamazsan IFTIRA AT... nasil olsa hala yaptiklarina seyirci
kalabilecek safdiller bulunur bir yerlerden !!! Sarilirsin hemen,
"Spor kardesliktir..." "Nedir
bu anlamsiz dusmanlik...?" "Hepimiz kardesiz, bizler
Turk milletini temsil ediyoruz...!" teranelerine.. YAPTIKLARIN
ve YAPACAKLARIN YANINA KAR KALIR....
Sampiyonlugunu
haftalar once garantilemis olmasalar, gorurdunuz donen dolaplari,
hakem oyunlarini, tesvik primlerini... Centilmenlik anlasmasi yaptilar bu
sene diger buyuklerle... Nedense kadrolarindaki futbolcularinin
tamamina yakininin sozlesmesinin bittigi ve transfer butcelerinin
olmadigi bir zamana rastladi centilmenlesmeleri... Bir yoneticimize
sormustum 1-2 hafta evvel, "Bu centilmenlik anlasmasina
guveniyor musunuz?" Yoneticimiz: "Siz olsaydiniz guvenir
miydiniz? " seklinde soruya soruyla cevap vermisti... Aslinda bu
soru icinde anlamini da gizliyordu.... ASY'de rakip takimlara
kurduklari kumpas, tekme, tukuruk, cift dalma, dirsek atma, isirma..Ve
gecici korluk yasayan hakemlerin talihsizlikleri,
istemeden pozisyonlari kacirislari...!
Iste
Fatih'in aslanlari.... "Efendim, Fatih hocanin verdigi
asiri motivasyonla bazen asiri hareketler
yapiyormus aslanciklar...!" Bu asiri MOTIVASYON ne menem bir
seydir? Agizdan hap olarak mi alinmaktadir, yoksa damardan siringayla mi?
"BASARI
ICIN HER YOL MUBAH... AMAC = PARA, DAHA COK PARA...."
Spor,
esit sartlarda, spor ahlakina bagli
kalinarak yapildiginda spordur...Mucadelemiz, kisilerle veya
kurumlarla degil, 15 senedir sporumuzda UTANC tablolarini bir biri
ardina sergileyen YONETIM ANLAYISI iledir... "Seni de, seni
seveni de sevmiyorum!" diye sehrin en islek caddesine pankart
astiracak kadar, rakip camialarda nefret uyandiran YONETIM
anlayisi iledir...Bunu anlamak istemeyenler cikacaktir bu rakip
camiadan, kafalarini deveku$u gibi kuma gomup, olani biteni basit bir
KISKANCLIK olarak algilamaya calisanlar da cikacaktir. Ozelestiri
yapmamakta israrci olanlar olacaktir elbet.... Hatta isin icine son
parasini mac biletine yatiran gariban taraftari karistirip,ucuz duygu
somurusu yapmaya kalkisanlar da olacaktir...
Dusunmeyeceklerdir
UTANC dolu gecmislerinde defalarca, o gariban taraftarin COSKUSUNU,
SEVINCINI caldiklarini, o gariban taraftarin AKITTIGI GOZ YA$LARINI
geri veremeyeceklerini...
DUSUNEMIYECEKLERDIR....!
Bu
arada geçen hafta Galatasaray yoneticileri ve futbolculari
Ankara'da gitmedik kapi birakmamislardir. Milletvekilleri, bakanlar,
parti baskanlari ve niceleri ... amac UEFA sampiyonu Galatasaray
kulübunun odullendirilmesi ve detaylariydi. Hani millete mal olmustu
bu kupa, hani ulkemizin reklami yapilmisti.. Eger
gerçekten inansalardi bu soylediklerine once Anitkabire gider
ATATURK'u ziyaret ederlerdi. Ama oraya gidecek yuzleride
yok unutmayalim ki Ataturk'un bize miras biraktigi bu topraklarda
yetisecek sporculara soyledigi bir soz var;
"Ben
sporcunun zeki, cevik ve ayni zamanda AHLAKLISINI severim"